2 Ocak 2011 Pazar

öykücük: "körüklü zaman"



Saçları dalgalı ve uzun. Gözleri iki kömür parçası; gözgöze gelenler ya sönmüş derler, ya da hiç becerememiş tutuşmayı. Güzel aslında ama yüzü gizler bu güzelliği.

Kahkaha atmayı sever ama basit bir tebessüm emanet gibi durur yüzünde; ağzı usulca kıvrılırken bilmez nereye sapacağını, sağ elle yazmaya çalışan bir solak misali, yolunu şaşırır dolgun dudakları. Doğuştan yeteneksizdir sanki gülümsemeye.

Kırmızıyı çok sevse de siyah giyer hep, tercih etmez görünür olmayı.

Sessiz, sakin ve ateş tenli.
Eskiden beri anlaşamaz kendisiyle. Bu yüzden hep kalabalıktır içi.

Yemekle arası yok pek ama iki eli kanda olsa, kahvaltı yapmadan çıkmaz evden. Sonu mutsuz biten filmleri, dizileri izlemeyi sevmez. Aynı zamanda mutlu sonlara da inanmaz. Ağlamaz pek ama ağladı mı da susturamaz onu kimse. Bugüne değildir çünkü ağıdı. "İki hafta önce ağlamıştı." der kardeşi. "Dün de ağlamıştı, hatta iki saat evvel de ağlıyordu... ama şimdi akıyor gözyaşları."

Kardeşiyle anlaşamaz ama bağlıdırlar birbirlerine. Annesinin yeri ayrıdır kalbinde; sırlarını paylaştığında dostu olmuştur o, anlamsız şeylere kahkahalarla güldükleri zaman en yakın arkadaşı, bir kavgaya daldıkları zaman düşmanı olmuştur, babası söz konusuysa rakibi.

Saat iki.
Körüklü halk otobüsünde oturduğu yere sinmiş, üstüne yığılan kalabalıktan rahatsız, dışarıyı izleyen biri var şimdi.
Sessiz, sakin ve ateş tenli.
Akordiyon misali kıvrılan otobüsten kulağına dolan sesler, uykusunu getiriyor. Bu aralar her şey uykusunu getiriyor zaten.
Tek isteği eve gidip annesine sarılmak. Burnunu boynuna gömüp onun o annelere has kokusunu içine çekmek ve saklanmak dünyadan. Çünkü gereğinden fazla büyüdü o.

Ama otobüs durağa yaklaşınca, yerinden kalkacak ve dengesini sağlamak için tutunacak bastonuna. İndikten sonra, yamulmuş gözlüğünü ve başındaki yazmayı düzeltecek. Eve gidip yan dairede oturan kızının bir önceki gün getirdiği çorbayı içecek. Oğluyla torunu gelecek sonra. Küçük çocuk onu görür görmez koşup elini öpecek, kadın da harçlığını verecek ona. Duvardaki fotoğrafı gösterip "Kim bu babaanne?" diye soracak yüzüncü kez.
"Benim." diyecek ateş tenli kadın belki bininci kez, çerçevenin içinde hapsolan zamana bakıp.

Şimdi saat iki buçuk.
Otobüs durağa yanaşmak için dönüyor. Bekliyor kadın.
Başı dönüyor. Dünya dönüyor. Çocukluğu koşup sarılıyor annesine.
Sendeliyor kadın.
Dünya dönmeye devam ediyor.
 .......
 ....
 ..
  .



göz kapaklarımın üstüne oturmuş iki fil
hortumları dolanmış birbirine
meşk ediyor gündüzle gece
gün, geçmişin artıklarına gebe.
dün beni terketmiyor cancağzım,
bugün yeni kelime doğuramaz ağzım. 



8 yorum:

  1. ne hüzünlü bir hikayedir bu.. canım sıkıldı bak.. acaba yaşlanınca ben de mi böyle olacam.. bak şimdi hakkaten canım sıkıldı.. ya da belki de ben ojeli,takılı tukulu, elinden düşmeyen sigarası ve bol makyajıyla Tophane'deki evinin camından milleti izleyen bir kokoş olacam.. hangisi daha kötü bilemedim şimdi.. :D

    YanıtlaSil
  2. röportajda okuduğum bir sözle şaha kalkmış ösym karamsarlığımın ürünü :D birden saçma geldi be her şey...

    önlem için çok çocuk yapıciiim ben şizo, etrafım kalabalık olsun, böyle habire ses, curcuna falan... evde kalmazsam tebi :D

    bak senin kafandaki süpermiş valla.. idolümdür artık :D

    sağol yevrum yorumun içün :)

    YanıtlaSil
  3. canım ya süper olmuş bu :D önce okurken gençlik hali dedim ama bi baktım kadın yaşlı süper bağlamışsın canım kurgu süperrr :D içimde böyle bişeyler koptu gibi ya yaşlılığımızda biz nasıl olucaz ki ? düşünmeden edemedim şimdi hayat neler göstericek bakalım umarım en güzelleri olur :D sana katılıyorum ayrıca canım habire ses, curcuna falan... :D çok hoş bi yazı olmuş canım çok beğendim tebrik ediyorum çoook :D

    YanıtlaSil
  4. canımbenim sağol çooook :) biz çocuğu, torunu falan kendi haline bırakır kol kola sinemalara gideriz artık :D çok teşekkür ederim canım :)

    YanıtlaSil
  5. evet canım benim yaaa :D birer kahve içer eskiden yeniden bahseder yeri geldiğinde bol bol güler yeri geldiğinde eski anıları hatırlayınca hüzünleniriz :D ama yaşlansakta ağlayacağımız, üzüntümüzü sıkıntımızı ve mutluluğumuzu paylaşacağımız bir omuz olucaz birbirimize canım dostummm :D her zaman birlikte ve mutlu bir hayat dileğiyle...

    YanıtlaSil
  6. amin canımbenim aminn :))

    YanıtlaSil
  7. çorçççç :)gerçekten fazlasıyla etkileyici bir yazı olmuş eline sağlık,adsız arkadaşın dediği gibi ben de önce gençlik hali sandım :) zamanda yolculuk gibi olmuş çok beğendim iki kere okudum zevkle (=

    YanıtlaSil
  8. çooook sağol maykiiii :)))

    YanıtlaSil